1 Mayıs 2024 Çarşamba   

 Gündem

 Bu Hafta

 Kitaplar

Özgeçmiş

Yazı Arşivi

Fotoğraflar

Sık Sorulan Sorular

 
 Gündem

15 Haziran 2009 Pazartesi
13:46

27 Mayıs darbe mi, ihtilal mi?



AMERİKA’NIN DA PARMAĞI VAR, MENDERES’İN KENDİ HATALARI DA ZEMİN HAZIRLADI
Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu’nun konuklarından bazıları 27 Mayıs’ta ordu ile halkın beraber olup ihtilal yaptığını savunurken, bazıları da ordunun ABD ile birlikte olup darbe yaptığını ileri sürdü


Ceviz Kabuğu’nda bu hafta 27 Mayıs’ta medya üzerindeki baskılar, güç sarhoşluğu ve siyasallaşan yargı konusu masaya yatırıldı. İstanbul Atatürk Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek ve Vakit Gazetesi Yazarı Fatih Uğurlu’nun stüdyo konuğu olduğu programa Sanatçı-Yazar Bedri Baykam, Yazar Cengiz Özakıncı ve Uğur Mumcu’nun ağabeyi Avukat Ceyhan Mumcu da telefonla katıldı. Yaklaşık 6,5 saat sürerek yine uzun bir canlı yayın maratonu gerçekleştiren Hulki Cevizoğlu, karşı fikirlerin önemli temsilcilerini bir araya getirdi. Mehmet Perinçek, Demokrat Parti iktidarının çeşitli uygulamalarla demokrasiyi işlemez hale getirdiğini ve “27 Mayıs darbesinin Türkiye’de örgütlenmiş Gladyo’ya karşı yapıldığını” söyledi. Fatih Uğurlu ise, 27 Mayıs’ı bir ihtilal değil bir “darbe” olarak tanımladı ve “Ancak daha sonra getirdiği anayasa farklı değerlendirilmeli. 1961 Anayasası bir özgürlükler anayasasıdır” dedi.

ABD’nin yörüngesinden çıkma tartışması
Uğurlu, Demokrat Parti döneminde Amerika’dan para alındığı için bir dönem onun yörüngesine girildiğini belirterek, bu durumun neden değiştiğini şöyle açıkladı: “Amerika dünyanın güçlü bir ülkesi ve bize para veriyordu. Bir süre sonra o aldığımız paraları başka yerlere, Amerika’nın istemediği yerlere harcamaya çalıştık, sanayileşmeye fabrikalara harcamak istedik ve Amerika bize ’dur’ dedi. ”

Gladyo’ya karşı yapıldı
Mehmet Perinçek ise, “27 Mayıs’ın Türkiye’de örgütlenen Gladyo’yu çökertmek için yapılan ilk hareket” olduğunu, 27 Mayıs’tan sonra da Gladyo’yu çökertmek için pek çok şey yapıldığını ifade etti. Fatih Uğurlu, Perinçek’in bu iddiasına karşı çıktı. Uğurlu, “Askerler 27 Mayıs’ta Gladyo’yu ortadan kaldırdıysa daha sonrakiler neydi?” diye sordu ve şöyle devam etti: “Bülent Ecevit’ten Genelkurmay ek ödenek istiyor. Ecevit ’ne için?’ diye sorduğunda ’Özel harp dairesinin maaşlarını Amerika veriyordu, artık vermiyor’ diyorlar. Ecevit, ’bunu duyduğumda olduğum yerde dondum kaldım’ diyor. Bu eleştiri üzerine Mehmet Perinçek şunları söyledi:
”Amerika ile ordu birleşirse darbe, halkla ordu birleşirse ihtilaldir. 27 Mayıs’ta halk desteği vardı. 12 Mart, 12 Eylül’de halka karşı Amerika ile ordu bir araya geliyor. Ordu halk ise beraberse bunun adı ihtilal, ordu ABD ile beraberse bunun adı da darbedir. Gladyo tabi o zaman çekirdek örgütlenmeydi. Türkiye NATO’ya girince ilk tohumları atılıyor. 6-7 eylül olaylarına baktığınızda bunun çok örgütlü ve devlet için de bir gücün himayesi altında yapıldığını görüyoruz. Yasadışı bir örgütlenme yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Gladyo adı kavram olarak sonradan kullanılıyor.”



Gürsel’in Amerika’daki 12 günü

Amerika’nın 27 Mayıs’taki etkisi ile ilgili farklı bir açıklama da Yazar Cengiz Özakıncı’dan geldi. Özakıncı’nın düşündürücü iddiaları şu şekilde: “Darbe nin1959 yılının 2 ve 12 Şubat tarihleri arasında Amerikan 7. Ordu Karargahı’ndan örgütlendiğini ve bir yıl sonra da gerçekleştirildiğini herhalde bu güne kadar duymadınız. 1956 yılında ordu içinde Menderes yönetimine karşı kaynaşmalar başladığında birtakım cuntalar da oluşmuştur. 1957 yılında bunların içinden bir ihbar olunca biraz geriye çekilirler. Sadi Koçaş, Osman Köksal, Dündar Seyhan üçlüsünden oluşan cunta, kuvvet komutanlarından bir tanesini kendi görüşlerine katmak istemektedirler. Menderes’e muhalif subayların çeşitli yerlere atanmasını sağlayıp günü geldiğinde Menderes’i bu şekilde devirmeyi planlıyorlar. Sadi Koçaş, 1957 yılının temmuz ayında bu cuntanın gizli planını anlatmış ve Osman Köksal’ın personel dairesine atanmasını rica etmiştir. Komutan bunu kabul etmeyince 1958 Temmuz’da Konya Ankara yolunda kalp krizi geçirerek ölmüştür. Şimdi kemikleri incelenerek bir gaz silahı ile öldürülüp öldürülmediği araştırılsın. Onun yerine Cemal Gürsel Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. Tam da o sırada Amerika’nın 7. Ordu Karargah’ından davet geliyor Gürsel’e. Aslında bu Genelkurmay’a yapılır. Gürsel, emir eri ve Sadi Koçaş gitmeye hazırlanırken Rüştü Erdelhun durumdan şüphelenerek yakını bir generali de ’götüreceksiniz’ diye gönderir. Ama orada bu generali atlatmanın yolunu bulup iki Amerikalı subay, Cemal Gürsel ve Sadi Koçaş 12 gün bu konuyu konuşur. Sonunda Cemal Gürsel bu cuntanın lideri olmayı kabul eder. 27 Mayıs hareketinin yaptığı ilk iş 4171 subay bir şekilde ordudan emekli edilir. Bunlar Menderes’i destekleyenlerdi. Ya isyancı olurlarsa ne yaparız korkusu yaşıyorlardı.”



ABD, Menderes’i sildi!

Ceviz Kabuğu’nu telefonla arayan, Menderes’in birçok dış gezisini izleyen Gazeteci-Yazar Orhan Karaveli, şunları söyledi: “Uçurumun kenarındaki Türkiye’yi tutma çabasıdır 27 Mayıs. Keşke hiç olmasaydı ama hırsızın hiç mi suçu yok? Menderes hocalara kara cübbeliler demedi mi, orduya Battal Gazi ordusu, ben orduyu yedek subaylarla da idare ederim demedi mi? 27 Mayıs günü Türkiye bayram etti. 12 Mart ya da 12 Eylül değildir. Bambaşka bir şeydir. 50’li yılların ikinci yarısından itibaren Vatan gazetesinde dış politika yazıları yazdım. Menderes’le Amerika’ya gittiğimizde Dışişleri Bakanlığı’nda yaklaşık 50 dakika bir odada bekledik. Menderes sürekli olarak ipek bir mendille alnını siliyordu. Son derece rahatsız olduğu da belliydi. Ben yanımda oturan o zamanın Dışişleri Bakanı Suat Hayri Ürgüplü’ye ’Abi, böyle bir şey olur mu? Koskoca Türkiye Başbakanı bekliyor’dedim. O da kulağıma eğilerek ’Orhan Bey, bunu yazılmamak üzere ben size söyleyeyim. Amerika Menderes’i sildi’ dedi... Menderes beklediği krediyi Eisenhover’den alamadı. Hover, ’size bir uçak hazırladım. Yarından itibaren bu uçakla Amerika’da istediğiniz kadar dolaşabilirsiniz’dedi. Ürgüplü ” Amerika buraya gelip aradığını bulamayanlara hep bunu yapar. Git ne yaparsan yap der gibi. “ Menderes’in uçak gezisine de katıldığını belirten Orhan Karaveli şöyle devam etti: ”

Uyaracak kimse yoktu
Menderesin bu uçak gezisine katıldım. Ben Menderes’e ’Beyefendi işler kötüye gidiyor. Korkarım beklenmeyen olaylarla karşı karşıya kalacağız’ dedim. O da bana küfre varan şeyler söyledi ve ’Sen hiç bir şey bilmiyorsun. Ben bu ülkeyi çişini tutamayan bir adama bırakamam’ dedi. İnönü’yü kastediyor. Menderes kendini bir Mesih gibi görmeye başlamıştı. Demokrasiyle geldiğini unutup demokrasiye sırt çevirdi. Ben Menderes’e çok acıdım. Çünkü çok kaliteli bir adamdı ama demokrasiye inancı olmamıştı hiç. Menderes’in yanında ’kral çıplak’ diyecek birileri yoktu. Partisinde, Bakanları arasında onu uyaracak kimse yoktu, tam tersine dikine gitmesini sağlanacak Bayar vardı.



Amerikan ordusu yardıma gelebilir

Mehmet Perinçek, Amerika’nın Menderes’e sırt çevirdiği şeklindeki gazeteci Karaveli’nin sözlerini yorumladı. Perinçek, böyle bir olayın var olup olmadığını anlamak için o dönemki ilişkilerin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi: “O dönemde 91 ikili anlaşma yapılıyor. Bu anlaşmalardan 59 yılında yapılanlarda bir madde var. Türkiye içindeki yıkıcı faaliyetlere karşı Amerikan ordusunu Türkiye’ye çağırabileceğini yazıyor ve bunu imzalıyorlar... 90 tane Amerikan üssü kuruluyor Türkiye’de ve Türkler buralara giremiyor.”



“Gedik’i tuttum ama kurtaramadım”
Ceviz Kabuğu’nu telefonla arayarak canlı yayına bağlanan, 27 Mayıs’ta görev alan emekli Albay Şenol Bektaş’ın açıklamaları ise, tarihe ışık tutan çok önemli tanıklıklardı. Bektaş, 22 Şubat 1962’de Ankara’da Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının yapmak istediği ancak yapamadığı darbe girişimi hakkında açıklamalarda bulundu. Şenol Bektaş o sırada Talat Aydemir’le çok yakın olduğunu dile getirdi. Talat Aydemir’in bütün birlikler kendi emrine girmeye hazırken bu darbeyi yapmaktan vazgeçtiğini söyleyen Albay Bektaş, İçişleri Bakanı Namık Gedik’i Harbiyelilerin balkondan attığını yazanlara sert çıktı. Bektaş, “Onu bacaklarından tutup kurtarmak isteyen bendim” dedi şöyle devam etti: “Psikolojik bunalımdaydılar ve idam edileceklerini düşünüyorlardı. Tutamadık kendisini. İnip yukarı çıkardık ama vefat etmişti. Celal Bayar ve Adnan Menderes’in nöbetinde de bulundum. Biz onlara hiç kötülük etmedik. Yataklarımızı onlara verip betonda yattık. Celal Bayar hiç boynunu eğmemiştir hep dik durmuştur.” Bektaş, “Biz Amerika’ya uşaklık yapmak için 60 ihtilalini yapmadık. Onu başımızdan defetmek için yaptık. Şu anda halk askere ’ben bu hükümeti istemiyorum’ dese asker yetişecek ama böyle bir istek yok şimdi. O zaman vardı” diye konuştu.



Demokrat Partİ adInIn tam tersİ bİr topluluktu

Yargıyı siyasallaştırdı
Uğur Mumcu’nun Ağabeyi Ceyhan Mumcu da, telefon konuğu olarak katıldığı Ceviz Kabuğu’nda, Demokrat Partinin dış politikası Amerika’nın bölgeye yerleşmesine neden olduğunu ileri sürdü. Mumcu, “Demokrat Parti, adının tam tersi bir topluluktu” dedi. “Milli irade sandıksa eğer 1960’ta yüzde doksanla onaylanmıştır. 61 anayasası ulusal destek gördü. DP kurucularına büyük bir güven vardır. O yıllarda müthiş bir bolluk vardı ama ekonomik durum kötüydü. DP’nin ekonomik politikası serbest piyasa ekonomisine bağlıdır. Gazeteyi bir açıyorduk, ‘görülen lüzum üzerine’ Yargıtay başkanları üyeleri emekli ediliyor. Danıştay ve Yargıtay tamamen hükümetin emrine girdi. Yargı siyasallaştı böylece... Halkevleri kapandı. Köy enstitüleri kapandı. 1957 seçimlerini Demokrat Parti’nin kazanıp kazanmadığı belli değildir. Oy verme yedide bitiyor öğlen saatlerinde radyodan sonuç açıklanıyordu. Radyo ellerindeydi ve ‘her yerde DP kazanıyor’ diyorlardı. İncirliğe bir geldiler... Fatin Rüştü Zorlu onu Meclis’ten de geçirmemişti. Kendi kendilerine oraya çöreklendiler geliş o geliş. Bir daha da gitmiyorlar. Komşularımızla birbirimize düşürdüler bizi.” Mehmet Perinçek, o dönemde basınla ilgili çıkan kanunlara değinmek gerektiğinin de altını çizdi.



Demokrasi dışı örnekler

Programın telefon konuklarından Sanatçı-Yazar Bedri Baykam, “Bayar, Menderes’in istifa girişimlerini engellemeseydi bu kadar badire yaşanmazdı” dedi. Ceviz Kabuğu’na geçen hafta da telefon konuğu olan Baykam şunları söyledi: “ Menderes aslında iki üç defa istifa etmek istedi ama Bayar, buna engel oldu. Belki bu kadar badire yaşamasına neden olmayacak, seçimin önü açılacaktı istifa etseydi. Anti demokratik tavırlar sergileyen kurduğu komisyonla rakibini yok etmeye çalışıp, göstermelik bir seçimle tek parti iktidarı yaratmaya çalışan DP, demokrasi mağduru olarak karşımıza çıkıyor. Özgürlüğü seven demokrasiyi sevdiği için bir insan darbeye karşı çıkar ama darbeye her karşı çıkan demokrat olamaz. “Bedri Baykam’ın anti demokratik tavırlar olarak sıraladığı olayları Mehmet Perinçek şu şekilde sıraladı: “ Demokrat Parti döneminde miting yapma hakkı kanunla engelleniyor. Miting sadece 45 günlük seçim döneminde yapılabiliyor. Bunun dışında yapan olursa ateş edebilme yetkisi veriliyor. Kürsüde yapılan konuşmalar nedeniyle maaşta kesinti yapma yetkisi veriliyor Meclis’e. Seçimlere birlikte gitmenin önüne geçiliyor ve muhalefet paralanıyor. CHP’ye fazla oy çıkan Malatya ikiye bölünerek cezalandırılıyor. Kırşehir ilken ilçe yapılıyor, Bölükbaşı’na fazla oy çıktı diye. Millet iradesine doğrudan müdahale yapılıyor yani.”


   
Arkadaşıma Gönder  Yazdır  
 Puanla :
 Puan Durum :
  Düşünce / Yorum (1 Mesaj Gönderilmiş)
-  Tayfun Özdağ - 19.06.2009 17:31:32
27 Mayıs bana görede Atatürk Devrimlerini koruma amaçlı yapılmış olup, Asker burada kendisine Anayasamızda yetki tanıyan Cumhuriyeti korumak için gereğini benim düşünceme göre yapmıştır.Ancak şu an geldiğimiz nokta daha vahim ve elimdir.Türk Devleti devletimiz tehdit ve tehlike altındadır.
Düşünce / Yorum Yaz
  Diğer Gündem Başlıkları
 18.7 46. YILDA TARİHİ GERÇEKLER AÇIKLANIYOR
 19.6 KÖY ENSTİTÜLERİ GERÇEĞİ VE TARİHİ OLAYLARIN YILDÖNÜMLERİ
 6.6 KAYNAYAN ABD
 30.5 GÜNDEMDEKİ SICAK GELİŞMELER
 24.4 ULUSAL EGEMENLİĞİN 100. YILI
 10.4 KORONAVİRÜS SALGINI
 2.4 KORONAVİRÜS SALGININDA GELİNEN SON NOKTA
 27.3 KÜRESEL KORANA SALGINI VE SON GELİŞMELER
 19.3 KORONAVİRÜS VE AÇIKLANAN ÖNLEMLER
 12.3 KORONAVİRÜS VE SALGIN HASTALIKLAR KARŞISINDA TOPLUMSAL DAVRANIŞLAR
 25.2 TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ, EN SON GELİŞMELER VE CHP’NİN “ÜÇ BÜYÜKLERİ” CANLI YAYINDA
 20.2 SON GELİŞMELER
 14.2 FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİM?
 6.2 UĞURSUZLUK MU TEDBİRSİZLİK Mİ?
 31.1 PROF.DR. İLBER ORTAYLI İLE DÜNÜN VE BUGÜNÜN TARİHİ
  07.09.2021 22:34:00
Ayhan Murat acet
Abi selam eder ellerinden öperim. Onur iste denilen şahsa...

03.09.2021 20:36:00
Eyyüp Aksoy
Begendigim bir insan netliği ile tv programlarından izle...

03.09.2021 15:28:00
Cengiz GUNER
Hulki bey, 1919un Şifresi adlı kitabınızı okudum. Güze...

19.08.2021 00:23:00
AYKUT TURAN
hulki bey ceviz kabuğu eski programlarını bulamayız özell...

27.07.2021 22:19:00
Murat ADA
Sizi son zamanlarda sevmeye başladım .Bunu sizinle paylaş...

25.07.2021 21:18:00
Murat haskara
Üzülerek geç katıldım ama son program dediniz sezon sonu...

27.06.2021 23:53:00
ŞERAFETTİN EGEMENOĞLU
KANAL İSTANBULDA GEÇEN KONUMDA TAPINAK ŞOVEYELERİ HAZİNES...

27.06.2021 23:28:00
Osman erden
Kanal istanbul konusu için merak ettiğim bir soru var. Ka...

25.06.2021 11:46:00
CAHİT ESEN
HULKİ BEY SENİ TEBRİK EDİYORUM BU ÜLKENİN SENİN GİBİ VATA...

20.05.2021 22:04:00
MUAMMER ANGIN
izmir de bozdoğan yörükler dernek bşk nıyım 35 yıllık mem...

 
 Site Ici Hizli Arama
 

  İletişim Kulübü
E-Posta :
Şifre :
    Beni Hatırla
   

  Yeni Kayıt  Şifremi Unuttum

 
Gizlilik SözleşmesiTelif Bilgisi
Son Güncelleme : 1 Mayıs 2024 Çarşamba
Tüm Hakları Ceviz Kabuğu'na aittir 1994-2024 © İzinsiz alıntı yapılamaz.
Tasarım & Kod : GDTC