Radyo yayınları ile gizli mesaj göndererek (fısıltı tedavisi yaparak) ülkelerde yönetim ve rejim değişikliği yapılabildiği ileri sürüldü.
Duayen gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun KRT-Karadeniz Televizyonunda canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu programında, bu hafta, bilinmeyen bir tehlike ele alındı. “Subliminal Hipnoz –Bilinçaltı Telkinler” adlı kitabın yazarı Dr. Yurdaer Kılıç, bilinçaltına kodlanan siyasi ve ticari amaçlı sembol ve seslerle “bireysel ya da toplumsal hipnoz” yapılabildiğini, toplumların yönlendirebildiğini açıkladı.
Yurdaer Kılıç, “bilinçaltı telkinlerin” tarihçesini anlatırken şöyle bir örnek verdi:
“1920’li yıllarda BBC ilk radyo yayınına başladığı zaman, halk radyonun kötü bir şey olduğunu düşünüyor ve onun ‘şeytanın sesi’ olduğunu kabul ediyordu. BBC yönetimi bu düşünceyi yıkabilmek için bilinçaltına yönelik mesaj kullanmayı kararlaştırdı. Bulunan teknikle, duyulan normal radyo seslerinin geri planında gerçek amaca yönelik telkinler kullanıldı. Bu telkinleri oluşturan kelimeler, öndeki seslere sanki incecik bağlarla bağlanmış gibi zayıftı. Yokmuş gibiydi; fakat fısıltı şeklinde de olsa net olarak işitilebiliyordu. O tarihlere kadar tıpta bazı hastalıkların ‘fısıltı tedavisi’ yöntemiyle tedavi edildiğine inanılıyor, hastalar farkına varmadan hekimler, kulaklara bazı telkinleri fısıldıyordu. BBC bunu denedi. Bu daha sonra başka alanlarda da uygulandı.”
Ceviz Kabuğu programının son dakikalarına doğru telefonla arayan araştırmacı-yazar Cengiz Özakıncı ise, büyük bir iddiayı dile getirdi.
Özakıncı, “1920’de BBC Radyosunun yaptığı uygulamaya benzer biçimde, ABD’nin radyo yayınları ile gizli mesaj göndererek (fısıltı tedavisi yaparak) Rusya’da rejim ve yönetim değişikliği sağladığını” ileri sürdü. Özakıncı şöyle konuştu:
“1972 yılında Rusya’da büyük bir buğday kıtlığı oluyor. Rusya ilk kez ABD’ye buğday almak için başvuruyor. ABD’nin verdiği cevap şu: ‘ABD’nin Sesi Radyosunun yayınlarını parazitlemeyi bırakırsanız, biz size buğday veririz.’
Rusya mecburen kabul ediyor ve parazitletmeyi bırakıyor. 10 yıl sonra 1982 yılında Rusya’da halk rejime karşı homurdanmaya başlıyor. Diyorlar ki, ‘Bizim de rejimimiz ABD gibi olmalı. ABD büyük bir devlet, özgürlükler ülkesi, Rusya ise büyük bir cehennem.’
Böylece Komünist Parti’yi sıkıştırıyorlar. İlginçtir, 1972’de buğday alımı sırasında Tarım Bakanı Gorbaçov. 1982’de glasnost ve perestroyka diyen adam da bu defa Başkan olarak Gorbaçov.
Gorbaçov anılarında diyor ki, ‘ABD gibi bir düzen kurmamızın dönüm noktası, Voice of ABD Radyosu’nun Rusça yayınlarını parazitlemeyi kaldırmamızla başlamıştır. Bu yayınlar etkisiyle, Rus halkı kendi rejimine düşman, ABD rejimine hayran bir halk haline gelmiştir.’
Şimdi sizin programınızda BBC radyosu yayınlarındaki ‘fısıltı tedavisi’ ya da ’25. kare’ yönetimiyle şuuraltına, bilinçaltına giden reklamlarda şu ürünün alınması olabilir. Ama siyasi alanda da ‘o rejimi bırak, bu rejim al’ şeklinde de olabilir.
ABD’nin Irak’ı işgali sürecinde de, radyo yayınları ile subliminal hipnoz, bilinçaltı telkinler vasıtasıyla teslimiyet aşılanmış olabilir.”
GİZLİ TEHLİKE!..
Reklam, film ve çeşitli müzik türleri ile bilinçaltına uygulanan telkinlerin gençler ve toplum üzerindeki etkileri Ceviz Kabuğu’nan ana konusu idi.
Stüdyo konuğu Yurdaer Kılıç’a göre, subliminal mesajlar, firmaların logo, amblem ve ürün paketlerine yerleştirilen ya da film karelerine eklemlenen, gözün algılamadığı ama bilinçaltının algıladığı şekiller aracılığı ile kişinin beynine etki ediyor. 1920’li yıllarda ilk kez kullanılmaya başlanan yöntem bugün etkin bir kitle etkileme ve yönlendirme aracı olarak kabul ediliyor. Bu mesajlar özellikle cinsellik içeren figürlerle veriliyor.
Yurdaer Kılıç, bunun nedenini insanın en çok merak ettiği üç konudan birinin cinsellik olmasına bağladı. Kılıç “İnsanda en çok merak uyandıran konular doğum, ölüm ve cinsellik. Şiddeti de ölüme katıyoruz. Merak uyandırdığı için cinselliğe yöneliniyor” dedi. Kılıç ayrıca, bilinçaltına hitap etmenin daha uzun ömürlü olduğunu, bilinçle yaptığımız hareketleri çok kısa sürede unuttuğumuzu belirtti.
Yurdaer Kılıç, gençleri olumsuz etkileyebilen bu mesajların 60 ülkede yasaklandığını ancak kendisinin yasağa karşı olduğu söyledi. Kılıç, “Bunları, gençleri doğru yönlendirmek, kültürümüzü onlara anlatmak için bir fırsat olarak kullanabiliriz. Bu kültürümüzü onlara anlatmanın kolay, ucuz ve ekonomik bir yöntemidir” dedi. Türkiye’de ise bu konuda yasal bir düzenleme bulunmuyor.
YENİ DÜNYA DÜZENİ!..
KRT(Karadeniz) Televizyonu’nda canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nda konuşan Yurdaer Kılıç, Subliminal Hipnozun, yeni dünya düzeninin sessiz bir parçası olduğunu ortaya koyan çok önemli açıklamalarda bulundu. Buna göre subliminal mesajlar, özellikle ülkelerin geleceği olan gençleri pasif kılmak için kullanılan bir silah. Kılıç, teorisyenlerin son hamlesi sayılabilecek subliminal kodların yeni dünya düzenindeki yerini şöyle anlattı:
“1941 yılında Chicago Üniversitesi’nden bir profesörün ortaya atmış olduğu bir iddia var. Yeni dünya düzeni diye. Belli bir sürede dünyadaki bütün ülkelerin tek devlet, tek yönetim haline gelmesi için bir proje uygulandı. Ve bunun için bir teori geliştirildi. Önceleri 2. Cihan Harbinden sonra geri kalmış ülkelere yardım edilmesi ve bunların kalkınması adı altında Truman doktrini, Marshall planı, ikinci aşamada Avrupa Birleşik Devletlerinin kurulması, daha sonra Yeşil Kuşak projesi ve nihai aşamasında da dünyada tek devlet-tek yönetim şeklinde bir uygulama. Bunun bekçiliğini de şu anda Amerika kabul etmiş vaziyette teoriye göre.
Yine teoriye göre, yeni dünya rejimine muhalefet yapacak liderlerin ki bunlar totaliter rejimler ve ulusalcı rejimler. Bunlara karşı gerekirse güç kullanarak yeni dünya düzenine uyum sağlaması.
Buna göre ülkelerin hukuk sistemleri çökertilecek, orduları yıpratılacak. Gençlerin dejenere olarak yetişmesi ve bu şekilde üretimden yoksun ülkeler, fakir ülkeler ortaya çıkartarak büyük şirketlerin kanalıyla dünyanın kontrol altına alınması ve tek yönetime gidilmesi planlanıyor bu teoriye göre. Bunun ilk uygulaması olarak da deniliyor ki, Amerika’da zihin kontrol programı uygulanıyor. Hitlervari deneylerle bunlar insan üstünde beyin etkilenmek isteniyor. Bunlar başarılı olamayınca deneylerde, subliminal mesajların esasını temsil eder, basın yayın organlarıyla ve çeşitli eğitim şekilleriyle sempatizan kesimler yetiştirerek, subliminal uygulamalarla gençleri aynı zamanda dejenere edilerek, devletlerin zayıf düşürülmesi ve kontrol altına alınmasına çalışılıyor.”
Zorla Hipnoz Olmaz
Yurdaer Kılıç, hipnoz konusunun bilimsel bir konu olduğunu ifade etti. Kılıç, Hulki Cevizoğlu’nun sorusu üzerine hipnoz altındaki bir kişiye istenilen her şeyin yaptırılabileceğini ve de söyletilebileceğini kaydetti.
Burada önemli bir noktanın altını çizen Yurdaer Kılıç, “Kişinin bunları yapması için hipnoz halinde olması ve hipnoza girmeyi kabul etmesi gerekir. Kimse zorla hipnoz edilemez. Ancak hipnotik ilaçlar var, onlar zorla verilirse zorla hipnoz olur” dedi.
Suçları Aydınlatmada Hipnoz Kullanılabilir
Bunun üzerine Hulki Cevizoğlu, kişinin bir konuşmayı ya da açıklamayı hipnoz altında mı yoksa normal halde mi yaptığının anlaşılıp anlaşılamayacağını sordu. Yurdaer Kılıç, hipnozun yurtdışında suçun aydınlatılmasında kullanıldığını belirterek şunları söyledi:
“Hipnoz altında alınan ifade önceleri yüzde yüz güvenilir kabul ediliyordu. Ancak daha sonra şöyle bir durum ortaya çıktı. Türkiye de doktorlar, diş doktorları ve psikiyatristler yapabiliyor ancak Amerika’da herkes hipnoz yapabilme yetkisine sahip. Kişi kendini oto hipnoza alıyor. Yani sorguya girmeden önce oto hipnoza girerek ‘şu soru sorulunca şu cevabı vereceğim’ diye kendini hazırlıyor. Bu yüzden kesin olarak kabul edilen güvenilirliği yüzde 80-70’e düştü.
Hipnoz Çeşitleri
6 çeşit hipnoz olduğunu açıklayan Kılıç, bu çeşitleri ve özelliklerini şöyle sıraladı:
Geleneksel(formal) Hipnoz: Sizin dışınızdan biri size hipnoz yapar.
Spontan Hipnoz: Maç, dizi izlerken etrafımızdan geçen birini algılamamak gibi. Yol çizgileri kişiyi hipnoza sokarak kazaya neden olur. Çim biçme makinesinden çıkan ses gibi monoton sesler kişiyi hipnoza sokabilir.
Oto hipnoz: Kendi kendine hipnoz. Dışarıdan bir kişinin bir uyarıcı ile kişinin şartlanması.
Self hipnoz: Kişinin kendini şartlandırması
Kimyasal Hipnoz: Kimyasal madde veriliyor kişiye. Tıpta çok kullanılıyor bu.
Subliminal Hipnoz: Direkt bilinçaltına verilen telkinler. Bunlar siyasette ve reklamcılıkta çok kullanılıyor. Gerçek subliminal hipnozda kişi hipnoza girdiğini bilmez.
40 Yaş Altı Hipnoza Kolay Girer
Yurdaer Kılıç, Cevizoğlu’nun sorularına şu yanıtları verdi:
“40 yaş altındaki insanlar hipnoza daha kolay giriyor…
Hipnoz doğum öncesine gitmiyor…
Hafızanın genlerde olduğu düşünülüyor ancak daha konuşuluyor bu…
Hipnozdan uyanmama diye bir şey yok. Uyku haline geçip üç-dört sonra uyanır...
Gösteri amaçlı hipnoz yapılmasına karşıyım. Tedaviye yardımcı amaçlı kullanılmalı.
Hipnozu zorla yapamazsınız. Şahıs istemiyorsa hipnoz yapamazsınız hiçbir şekilde. Hipnotik ilaçlar var. Ancak o şekilde…
Hipnozda verdiğiniz telkinlerin olumlu telkinler olması lazım. ‘Sigara içme’ dediğiniz zaman beyin bunu ‘iç’ olarak algılar. Olumlu kökleri algılar beyin. Kendisini korumak için daima olumlu olarak algılar. İlk sigara içme deneyiminde ‘sigara rahatlatıyor’ diye beyin kodlanıyor. Sonrakilerde de bu etkili oluyor. Akciğer kanseri ya da kalp krizi gibi daha büyük bir şey yaşadığında bu telkinin ortadan kalktığı belirlendi…
Başka bir örnek ‘trafik canavarı olma’ dediğiniz zaman hem canavar gibi bir olumsuz ifadeyi hem de olumsuzluk ifadesini veriyorsunuz. Dolayısıyla beyne iki defa olumsuz kod göndermiş oluyorsunuz…
Hipnoz tedavi amaçlı kullanılmaz, tedaviye yardımcıdır...
Hipnoz öğrenilmesi çok kolay bir şey, herkes yapabilir fakat Türkiye’de doktor, diş hekimi ve psikiyatristler kısmen psikologlar yapabiliyor yasal olarak. Bilinçsiz elde hipnoz çok tehlikeli olabilir…
Hipnoz, yapan kişi ne kadar isterse o kadar sürer, hatta ömür boyu olabilir...
Ameliyatlarda hipnoz kullanmak için kişinin hipnoza yatkınlığı ve hipnoz edilebilirliği değerlendirilmeli ve hipnozun ameliyat derecesine inebilirliği birkaç seansta değerlendirilmeli.”
Hipnozun Çıkış Noktası 400 Yıl Önce Amasya
Kılıç son olarak, 1700’lerde Fransa’da başladığı kabul edilen hipnozun çıkış noktasının 400 yıl önce Anadolu olduğunu iddia ederek “400 yıl önce Amasya’da ruh hastalıkları, müzik ve su sesi verilerek 14 yıl boyunca tedavi edilmiş. Bu yöntem bugün Amerika’da ve birçok ülkede kullanılıyor. Dolayısıyla bu hipnoz yönteminin başlangıcının bu olaya dayandırılması gerektiğini savunuyorum” dedi. Kılıç, iddiasının bilimsel kongrelerde de dikkat çekip konuşulduğunu belirtti.
(yeniçağ Gazetesi, 12.12 2011. pazartesi)
|
Arkadaşıma
Gönder 
Yazdır
Düşünce / Yorum
