Belki de, bu satırları okuduğunuz saatlerde Anayasa Mahkemesi kararını açıklamış olacak. AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün ve “Türkiye’nin siyasi kaderi” çizilmiş olacak.
Bilindiği gibi, 11. Cumhurbaşkanını seçmek için TBMM’nde oylamaların ilk turu tamamlanmış, ancak tek aday Gül Anayasa’nın emrettiği 367 oyu alamamıştı. Bu 367, “sihirli bir sayı.” Çünkü, aday hem ilk 2 turda 367 oy almak zorunda (3. ve 4. turlarda 276 oy yetiyor); hem de oturumun açılabilmesi için “toplantı yeter sayısı.”
İşte bu yüzden CHP’nin A.Mahkemesi’ne götürdüğü konuda, bu saatlerde ya da yarın sabah karar açıklanacak.
KANADOĞLU: “367 OLMAZSA REJİM KRİZİ ÇIKAR”
İki olasılık var.
Bir: CHP’nin başvurusu reddedilirse, Yüksek Mahkeme “Toplantının açılması için 367 oy gerekmiyor. Kaldığınız yerden devam edin, ikinci tura geçin” demiş olacak.
İki: Kabul ederse, “Toplantı için 367 kişinin katılımı gerekiyor. 1. turda bu olmamıştır” diyecek. Bu durumda da iki seçenek var. Anayasa Mahkemesi 367’yi şart kabul ederse ya “1. turu yenileyin” diyecek, ya da “Anayasa’nın emri yerine gelmemiştir. Doğrudan erken seçime gidin, Meclis fesh olmuştur” diyecek.
Yani ya cumhurbaşkanlığı seçimi, ya da erken genel seçim olacak.
“Bir makale yazarak, Türkiye’nin siyasi kaderini değiştiren” Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 29 Aralık 2006 tarihinde katıldığı Ceviz Kabuğu programında “367 olmazsa rejim krizi çıkar” uyarısında bulunmuştu.
Medya –her zamanki gibi- Ceviz Kabuğu’ndaki bu açıklamayı görmezden gelmişti.(Medya neyi görüyor ki, diyeceksiniz biliyorum.)
Bugün geldiğimiz nokta ortada. Kanadoğlu, 4 ay önce “kriz çıkar” demişti. Hem de ne krizler çıkmadı mı?..
“SEÇİLSE DE İPTAL DAVASI AÇILABİLİR.”
Kanadoğlu, 27 Nisan 2007 tarihindeki son Ceviz Kabuğu’nda ise yine çok önemli hukuki uyarılarda bulundu:
“Abdullah Gül, sonuçta seçilse de iptal davası açılabilir. Çünkü, Abdullah Gül hakkında Yargıtay ilamlı sonuçlanmış bir yargı kararı vardır. Bir cumhurbaşkanının, mahkeme mübaşiri tarafından mahkeme salonuna çağrılması düşünülemez. Bu durumda birisi cumhurbaşkanı olamaz. Olursa da, kişilik özellikleri uymuyor diye cumhurbaşkanlığının iptali davası açılabilir.”
Cumhurbaşkanı seçilenin milletvekilliği Anayasa’nın 110.maddesine göre hemen düşüyor. Bu durumda, Abdullah Gül seçilirse, kendisini anında yargı önünde bulacak.
Şimdi buna da “post modern zorlama” diye bakanlar olabilir, tıpkı 4 ay önceki açıklamasına baktıkları gibi.
Ancak, üstün nitelikli bir hukukçu olan Kanadoğlu’nun açıklamalarına pek çok Anayasa Hukukçusu tam destek veriyor.
“4 TURDA DA 367 İLE TOPLANMAK ŞART!”
Sabih Kanadoğlu’nun bir başka uyarısı ise, yalnızca ilk turda değil, Anayasa’da yer alan 4 turda da, “toplantı yeter sayısının” 367 olduğu.
Yani, 367 kişi her tura başlayabilmek için TBMM genel kurul salonunda bulunmak zorunda.
Anayasa ve hukukun ne dediği tartışılırken, halkın ne dediği çok kesin ve net. Halk Abdullah Gül’ü Çankaya’da görmek istemiyor. Son Ceviz Kabuğu programında, her zamanki gibi bir izleyici anketi yaptık. İzleyicilerimize “Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını istiyor musunuz?” diye sorduk.
Bir haber programında görülmemiş büyük bir rekor kırıldı ve 100 bine yakın (Tamamı 98 bin 262) oy geldi. Halkın yüzde 90’ı “Hayır” dedi.
Cumhur’a rağmen, Cumhur’un başkanı olmanın mümkün olmadığı İstanbul Çağlayan merkezli mitingde de görülmedi mi?..
Milyonlarca insan ne dedi, duyan var mı? |