20 Mart 2007 Salı Yeniçağ Gazetesi
|
KİMSE SÖYLEMİYOR, BARİ BEN SÖYLEYEYİM |
“Kimse söylemiyor, bari ben söyleyeyim” biçimindeki sözler artık moda oldu!..
Önce Orhan Pamuk, bir süre sonra da Kenan Evren bu cümleleri kullandı. Kullandı ama, ardından gelen açıklamalar ya Türk Milleti’ne hakaret içeren ya da aldatılmışlık duygusu veren ifadeler idi.
Benim söyleyeceğim öyle olmayacak. Tam tersine, bugüne kadar “unutturulmaya” çalışılan ve dikkatleri üzerinden uzaklaştırmaya yönelik önemli bir gerçek olacak.
MİLLİ MÜCADELE’DE “DÜŞMAN ÜLKELER”..
Bizler bugüne kadar, Kurtuluş Savaşı denince aklımıza hiç ABD’yi getirmedik. Ya da, aklımıza getirtmediler!..
Tekrar düşünelim bakalım, “Kurtuluş Mücadelesi” deyince aklımıza hangi “düşman ülkeler” geliyor?..
Başta Yunanistan, sonra İngiltere, Fransa ve İtalya..
Çoğunluğumuz sanıyor ve öyle biliyor ki, ülkemizi işgal eden ve paylaşmaya gelen ülkeler bunlar..
Oysa, “Kurtuluş Savaşı’nda ana düşman ABD” dersek, “hadi canım” der misiniz?..
Böyle diyen ve düşünenler olsa dahi, şuna artık kimse itiraz etmiyor:
“ABD, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşması olan Lozan’ı resmen tanımadı!..”
Bugün, ülkemizi bölen yeni sınırlar çizmesinin ardında da bu yatıyor..
Biz yalnızca, yukarıda sayılan ülkelere karşı kurtuluş mücadelesi verdiysek ve ortada ABD yoksa, ABD niçin Lozan’ı tanımıyor?..
1919’DA DA AVRUPA’YA EMİR VEREN ABD..
Şu anda 100 bin adet sınırına dayanan “İşgal ve Direniş” adlı kitabımı yazarken, karşıma ABD çıktı.
Bugün PKK’ya destek veren, onu yok etmek için silahlı mücadeleye karşı çıkan ve “sabredin!” diyen, Irak’ın kuzeyinde bir Kürt Devleti kuran, ülkemizdeki Kürt ayrılıkçılara siyasal destek veren ABD, 1919’da da karşımızda imiş de haberimiz yok!..
Bakınız, o tarihte ABD Başkanı olan Wilson, gitmiş Paris’te oturmuş; yanına Fransa Başbakanı Klemenso, İngiltere Başbakanı Loyd Corç ve Yunanistan Başbakanı Venizelos’u almış, Türkiye’yi paylaşmak için “emirler” veriyor.
Bizlere de yıllarca “tek düşman” olarak Avrupa gösterildi. Oysa o Avrupalı ülkelere emirleri veren ABD Başkanı Wilson.. Türkiye’yi dörde bölen haritayı yapan da ABD Başkanı Wilson. (Hepsi son kitabımda belgeleriyle yer alıyor.)
ABD Başkanı, “İstanbul bir Türk kenti değildir” diyor; “İstanbul Boğazı ve çevresini ABD mandasına almalıyız” diyor; “Boğazlara ve İstanbul’a Amerikan askeri yerleştireceğiz” diyor; “Yunanistan Başbakanına söyledim” diyor..
Yine aynı tarihte, “Türkler’i medenileştirmek!” için ülkemize 100 bin Amerikan askeri göndermeyi planlıyor.. (Bugün Irak’a yaptıklarını bize yapacakmış da Mustafa Kemal’i aşamamış!..)
AKP Hükümeti’nin ve bazılarının(!) çok istediği 1 Mart Tezkeresi geçseydi, Türkiye’ye 62 bin 500 askerini yerleştirecekti.
Nasıl hiç birbirine benzemiyor değil mi!!..
İŞTE BEN SÖYLEDİM!..
“Kimse söylemiyor, bari ben söyleyeyim” diye başlamıştım. İşte söyledim!..
Kurtuluş Savaşıyla ilgili böyle önemli bir bilgi bugüne kadar milletten niçin gizlendi acaba?..
20 günde 3. baskısıyla 100 bin adedin üzerine çıkan “İşgal ve Direniş” adlı kitabımı okuyan pek çok tarih öğretmeni bile telefonla bu gerçeği yeni öğrendiğini söylüyor.
Peki bunu gören, okuyan, en küçük magazin dedikodusunu kaçırmayan ve 5 kamera ile izleyen televizyon habercileri, gazeteler bu gerçeği niçin vurgulamıyor dersiniz? Gazetelerin kitap ekleri bu gerçeği niçin yazmıyor?..
İşte ben söylerim ve yazdım..
Bakalım başkaları neler söyleyecek ve yazacak?.. Söyleyecek ve yazacaklar mı?.. |
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(2 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
Akın Kılıçer - 28.09.2007 17:50:29
|
Sn. Cevizoğlu, ABDnin Türkiye Cumhuriyetinin kurucu antlaşması olan Lozanı tanıması ya da tanımaması, kabul/red etmesi sözkonusu değildir. Çünkü ABD, Lozana taraf değildir. Gözlemci statüsüyle müzakerelere katılmıştır. Bir Mülkiyeli olarak bir antlaşmanın tarafı ile gözlemcisi arasındaki dağlar kadar farkı bilmiyor olmanız mümkün değildir. 1. ihtimal, Batı ile ilgili olan herşeyi, -çok sevdiğinizi iddia ettiğiniz Mustafa Kemal Atatürkün aksine- iyi-kötü ayırt etmeden reddetme refleksi olarak halkı yanlış bilgilendiriyor olmanızdır. ABD tabi ki Türkiyenin iyiliğini isteyen bir ak kaşık değildir ama bunu destekleyemek için yanlış bilgiye dayanmayan birçok örnek bulunabilir.(Ayrıca uluslararası ilişkilerde iylik-kötülük değil çıkar esastır, bizim için de ABD için de...) 2. ihtimal, Türkiye ile ABD arasında aynı tarihte aynı şehirde imzalanan ancak Amerikan Kongresinde onaylanmadığı için hiçbir zaman yürürlüğe girmeyen Lozan ticaret anlaşması ile bildiğimiz Lozanı karıştırıyorsunuz. Her iki durum da size yakışmamaktadır. |
|
-
sinan mk - 23.09.2007 22:36:08
|
bir zamanlar italya nın montö bogazlar sözlesmesini tanımamasına benziyor. |
|
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|